
İnceleme: 12 Dev Adam Namağlup Yarı Finale Gidiyor!
10 Eylül 2025FIBA EuroBasket 2025 Türkiye için adeta altın bir yazı beraberinde getirdi.
Riga’da oynanan çeyrek finalde Polonya’yı geçerek yarı finale yükselen milli takımımız, 2001’den bu yana ilk kez bu noktaya ulaştı. Üstelik bunu yaparken yalnızca skor tabelasında değil, istatistik kağıdında da unutulmaz bir iz bıraktılar.
🔥 Alperen Şengün’ün Tarihi Triple-Double’ı
Henüz 23 yaşında olan Alperen Şengün, Polonya karşısında 19 sayı, 12 ribaund ve 10 asist üreterek EuroBasket tarihinin en genç triple-double yapan oyuncusu oldu. Bu performans yalnızca maçı domine etmekle kalmadı, Türkiye’nin hücum organizasyonunu da bambaşka bir seviyeye taşıdı.
Şengün’ün oyuna olan yaklaşımı, hem skor hem de oyun kurma yönünden çeşitlilik sağladı. Kimi zaman post-up oynadı, kimi zaman dışarı çıkarak pas istasyonuna dönüştü. Koç Ergin Ataman’ın onu “her yerde” kullanma tercihi, modern basketbolda uzunların oyun kurucu rolünü ne kadar üstlenebileceğinin bir göstergesi oldu.
🎯 Takım Oyunu: 7 Oyuncu Çift Hanelerde
Türkiye’nin Polonya karşısındaki en dikkat çekici istatistiklerinden biri de 7 oyuncunun çift hanelere ulaşmasıydı. EuroBasket tarihinde milli takımın ilk kez böylesine geniş bir skor dağılımına ulaştığı görüldü.
Üstelik bu yalnızca skorla sınırlı kalmadı. Takım toplamda 25 asistin üzerine çıkarak turnuvanın en iyi top paylaşan ekibi haline geldi. Bu, son 13 EuroBasket turnuvasında üretilen toplam asist sayısını aşan bir verimlilikti.
💥 Üç Sayı Performansı ve Hücumdaki Patlama
Türkiye’nin en büyük eksikliklerinden biri uzun yıllardır dış atış istikrarıydı. Ancak Riga’daki çeyrek finalde milli takım 11/26 üçlük isabetiyle oynadı.
Cedi Osman, bu turnuvada üç sayı çizgisinin gerisinden 21/41’lik isabet oranıyla oynayarak adeta üçlük makinesine dönüştü. Shane Larkin ise tempoyu kontrol ederek hücumun dengeli kalmasını sağladı. Tamamlayıcı parçalar Şehmus Hazer ve Ercan Osmani gibi oyuncular ise görünmeyen işlerle (savunma katkısı, hücum ribaundları, pas araları) galibiyetin kilit taşları oldu.
🦁 Altın Nesil mi Geliyor?
Türkiye basketbol tarihinde sık sık “12 Dev Adam” jenerasyonu (2001) ve 2010 Dünya Kupası finali anılır. Ancak bu kuşak artık kendi tarihini yazıyor.
Furkan Korkmaz, bu kadroyu “altın nesil” olarak tanımlayarak, “Artık bizim zamanımız geldi” dedi. Nitekim takım, yalnızca kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda oynadığı basketboldan keyif alıyor. Bu yaklaşım, taraftarların da uzun yıllardır özlemini duyduğu özgüvenli milli takım kimliğini yeniden sahaya yansıttı.
⚡ Yarı Finale Doğru: Psikolojik Avantaj
Milli takımımızın 7-0’lık serisi, modern EuroBasket tarihinde ender görülen bir başarı. 2001’de Yugoslavya (6-0), 2003’te Litvanya (6-0) ve 2017’de Slovenya (9-0) benzer şekilde namağlup yürümüştü. Bu istikrar, kupaya giden yolun da işareti olabilir.
Shane Larkin, yarı final öncesi mental hazırlığı özetledi:
Anı yaşamak çok önemli. Bu fırsatlar her yıl gelmez. Bu benim kariyerimdeki en büyük başarılarımdan biri. Takıma da bunu aşılıyorum: Anı yaşayın, ama korkmayın.
🩺 Cedi Osman’ın Durumu
Maç sırasında sakatlık şüphesiyle kenara gelen Cedi Osman, “Üç gün içinde hazır olacağım, sorun yok” açıklamasıyla endişeleri giderdi. Onun dış şut tehdidi ve liderliği, Türkiye’nin yarı finaldeki en kritik kozlarından biri olmaya devam edecek.
🏆 Yeni Bir Tarihi Başarının Eşiğindeyiz
Türkiye, 2001’den bu yana ilk kez yarı finale yükselerek tarih yazdı. Bu başarı, yalnızca bir galibiyet değil; yıllardır beklenen jenerasyonun sonunda sahneye çıkışı. Alperen’in tarihi performansı, Larkin’in liderliği, Cedi’nin şutları ve derin rotasyonun katkılarıyla bu takım yalnızca “yarı finalist” değil, aynı zamanda gerçek bir şampiyonluk eadayı.
Bu noktadan sonra soru net: Türkiye, 2001’in gümüşünden sonra ikinci madalyasını almakla mı yetinecek, yoksa Avrupa’nın zirvesine çıkarak tarihinin ilk altınını mı kazanacak?