Maç Önİzlemesi: Brooklyn Nets – Philadelphia 76ers (03.11.25)
3 Kasım 2025NBA Doğu Konferansı mücadelesinde Brooklyn Nets Pazartesi günü saat 02:00’da Philadelphia 76ers ile karşılaşacak.
Barclays Center’da oynanacak karşılaşma öncesinde gelin takımların son durumlarına birlikte göz atalım, keyifli okumalar.
🏠 Brooklyn Nets: Umutsuz Başlangıç ve Kimlik Arayışı
Brooklyn Nets, yeni sezona ligin en zorlu senaryolarından biriyle girdi. Kadro yapısına bakıldığında, ne kısa vadede rekabet edebilecek bir kaliteye sahipler ne de geleceğe umut verecek potansiyel bir genç çekirdeğe. Play-off yarışı bir yana, play-in hattına yaklaşmaları bile şimdilik hayal gibi görünüyor. Beş maç sonunda galibiyet yüzü göremeyen Nets, sezonun en kötü başlangıcını yapan takımlar arasında yer alıyor. Son olarak Atlanta Hawks karşısında oynadıkları maçta neredeyse baştan sona geride götürdükleri mücadeleyi farklı bir yenilgiyle kapattılar. Sahada savaşmayan, yönsüz bir takım görüntüsü veren Brooklyn, hem hücumda hem savunmada ciddi bir kimlik bunalımı yaşıyor.
Takımın hücum yükünü çeken iki isim var: Cam Thomas ve Michael Porter Jr. İkisi de saf skorer kimlikleriyle öne çıkan yetenekli oyuncular, ancak oyunlarını takıma entegre etmekte zorlanıyorlar. Thomas, birebir üzerinden üretim yapmayı seven ama pas paylaşımını sınırlı tutan bir oyuncu. Porter Jr. ise istatistiksel olarak katkı verse de, savunmada gösterdiği düşük efor nedeniyle takımın genel direncini zayıflatıyor. Bu ikilinin ortak problemi, takım oyununa katkıdan çok bireysel skor peşinde olmaları. Sonuç olarak Nets, top paylaşımının az olduğu, pas zinciri kuramayan, tek yönlü bir hücum anlayışına sıkışmış durumda.
Savunma tarafında tablo daha da iç karartıcı. Brooklyn Nets, şu anda ligin en kötü savunma reytingine sahip takımı konumunda. Perimetre savunmasında iletişim hataları, boyalı alanda rotasyon eksiklikleri ve ribaundlarda yaşanan zaaflar, rakiplerin kolayca ikinci şans sayıları bulmasına neden oluyor. Özellikle defansif ribaund yüzdesi bakımından ligin son sıralarında yer alıyorlar. Bu zaaf, hem tempoyu kontrol edememelerine hem de rakiplerin ritim bulmasına yol açıyor. Takımın kazanma şansı, neredeyse yalnızca Thomas ve Porter Jr.’ın birlikte 65+ sayı üretmesine bağlı — ki bu da bir NBA sezonunda sürdürülebilir bir strateji değil. Koç Jordi Fernandez’in elinde ne yeterli savunmacı derinliği ne de lider karakterde bir oyun kurucu var. Sonuç olarak, Nets şu anda “yeniden yapılanma” kelimesinin bile gerisinde bir noktada: kimliksiz, yönsüz ve moral olarak dibe vurmuş bir organizasyon.
🔵 Philadelphia 76ers: Maxey Fırtınası ve Embiid’in Geri Dönüşü
Philadelphia 76ers ise sezona oldukça iyi bir başlangıç yaptı. İlk beş maçta dört galibiyet elde ederek Doğu Konferansı’nda üst sıralara yerleştiler. Tek mağlubiyetlerini Boston Celtics karşısında yaşadılar ve o maçta bile son topa kadar oyunun içinde kaldılar. Celtics, Magic, Hornets ve Wizards karşısında aldıkları galibiyetler, takımın sezona ritimli başladığını gösteriyor. Ancak bu galibiyetlerin bir kısmı dar farklarla geldi; özellikle Wizards maçında 16 sayılık farktan geri dönmeleri, hem karakter hem enerji açısından olumlu sinyallerdi. Bu mücadelelerde fark yaratan ana unsur, kuşkusuz Tyrese Maxey’nin patlayıcı formu oldu.
Joel Embiid’in sakatlık sonrası dönmeye çalıştığı bu süreçte Maxey, takımı adeta tek başına sürüklüyor. Maç başına 35 sayı ortalamasıyla oynayan genç yıldız, yalnızca skor üretimiyle değil, tempoyu kontrol etme becerisiyle de dikkat çekiyor. Maxey, hücumda sahayı açıyor, savunmaları zorlayan penetreleriyle ritmi belirliyor ve şu anda ligde en formda guardlar arasında gösteriliyor. Rookie VJ Edgecombe da kısa sürede takıma entegre olmayı başardı. Onun enerjisi, Maxey’nin temposuyla birleştiğinde Philadelphia’nın guard hattı oldukça dinamik bir hal aldı.
Joel Embiid tarafında ise durum daha temkinli ilerliyor. Yaz döneminde geçirdiği operasyonun ardından kademeli olarak süre alan yıldız pivot, henüz eski dominant formuna ulaşmış değil. Şimdilik hücumda daha az top kullanıyor, savunmada da özellikle geçiş oyunlarında eksik kalıyor. Ancak Embiid’in ritmini bulmasıyla birlikte 76ers’ın hücum çeşitliliği artacaktır. Şu anda Philadelphia, ligin ikinci en verimli hücumu konumunda, fakat savunma tarafında durum tam tersi. Defansif reyting açısından NBA’in son beş takımı arasında yer alıyorlar. Bu zayıflık, özellikle hızlı hücum eden ve dış şut ağırlıklı takımlara karşı risk oluşturuyor. Koç Nick Nurse, geçen yılki Raptors döneminde olduğu gibi, savunma kimliğini geliştirmeye çalışsa da, takımın personel yapısı bunu kolaylaştırmıyor.
⚖️ Genel Değerlendirme: Umutsuzluk ile Umut Arasındaki Çizgi
Bu karşılaşma, NBA’in en karamsar takımlarından biriyle, yeniden doğuş sinyalleri veren bir ekibi karşı karşıya getirecek. Brooklyn Nets, kadro kimliğini kaybetmiş, savunmada dağınık, hücumda bireysel becerilere sıkışmış bir yapı sergiliyor. Ne veteran oyuncuların liderliği ne de gençlerin enerjisi sahaya yansıyor. Koç Vaughn’un en büyük sorunu, oyun planını uygulayabilecek bir saha liderinin yokluğu.
Buna karşılık Philadelphia 76ers, Tyrese Maxey önderliğinde yeni bir kimlik inşa ediyor. Embiid’in eksikliği onların oyun planını daraltmak yerine genişletmiş durumda. Takım artık daha hızlı oynuyor, topu daha çok paylaşıyor ve hücumda çeşitlilik yaratıyor. Ancak savunmada yaşadıkları istikrarsızlık, uzun vadede tehlikeli olabilir. Özellikle zayıf rakiplere karşı rehavet anları, farkın kapanmasına neden olabiliyor.
Brooklyn cephesinde hedef, en azından savunma tarafında direnç gösterip maçı yavaşlatmak olacak. Philadelphia ise yüksek tempolu hücumuyla rakibini erken kırmayı deneyecek. Sonuç ne olursa olsun bu maç, iki takımın sezon hikayesinde sembolik bir dönüm noktası olabilir: biri düşüşün derinliğini görecek, diğeri çıkışının temellerini güçlendirecek. Kısacası, bu mücadele yalnızca bir skor değil, iki farklı felsefenin karşılaşması olacak — umutsuzluk ile yeniden yapılanma arasında ince bir çizgi.

