Maç Önİzlemesi: Orlando Magic – Boston Celtics (08.11.25)
7 Kasım 2025NBA Doğu Konferansı mücadelesinde Orlando Magic Cumartesi günü saat 03:00’da Boston Celtics ile karşılaşacak.
Kia Center’da oynanacak mücadele öncesinde gelin birlikte takımların son durumlarını mercek altına alalım. Keyifli okumalar.
🏠 Orlando Magic: Ritmi Bulmakta Zorlanan ve Hücumda Tıkanan Bir Yapı
Orlando Magic bu sezona, geçen yılın umut verici çıkışını devam ettirecek bir görüntüyle başlamayı hedefliyordu. Ancak ilk sekiz maçlık periyot, beklentilerin altında kaldıklarını açıkça gösterdi. 3 galibiyet – 5 mağlubiyet ile başlayan Magic, özellikle hücum verimliliği açısından ciddi problemler yaşıyor. Sezon açılışında Miami Heat’i mağlup etmeleri, sonrasında ise dört maçlık yenilgi serisine girmeleri takımın mental dalgalanmasını iyi özetliyor. Charlotte Hornets ve Washington Wizards deplasmanlarında alınan galibiyetler bir toparlanma sinyali gibi görünse de, Atlanta Hawks karşısında gelen 127–112’lik yenilgi, üstelik Trae Young’ın oynamadığı bir maçta, takımın kırılganlığını yeniden gün yüzüne çıkardı.
Bu karşılaşmada Paolo Banchero oyunun her alanında etkili olmaya çalıştı. 22 sayı – 11 asist – 8 ribaund ile istatistiksel olarak güçlü bir performans sergilese de, şut verimliliği (6/16) sezon başından bu yana olduğu gibi soru işaretleri yaratıyor. Banchero’nun özellikle orta mesafe ve potaya yönelme anlarındaki kararsızlığı, Magic hücumunun tavanını sınırlıyor. Tristan Da Silva’nın 20 sayılık katkısı önemliydi, fakat bu katkının sürdürülebilir olup olmadığı belli değil. Franz Wagner ise hücumda ritim bulmakta zorlanan isimlerden biri oldu; 18 sayısı verimli bir performansın sonucu değil, 15 şut kullanımının zorlamaya dönüştüğü dakikaların sonucuydu.
Magic’in geçtiğimiz sezon en büyük gücü fiziksel savunma sertliği ve rakipleri zor şutlara mecbur bırakmalarıydı. Bu sezon ise savunmanın genel çerçevesi kötü olmasa da hücum tarafındaki eksikler takımın kazanmasını engelliyor. Lig standartlarında 114.4 hücum rating ile alt sıralarda yer alıyorlar. Bunun yanında maç başına 16.9 top kaybı Magic’in set oturtmasını neredeyse imkânsızlaştırıyor. Dış şut yüzdesi %33.1, yani lig ortalamasının belirgin şekilde altında. Orlando için çözümün kısa vadede gelmesi kolay görünmüyor; çünkü sorun tamamen bireysel performans değil, daha temel bir yapı ve karar alma düzeni eksikliği.
🚀 Boston Celtics: Yeni Kimlik Arayışı ve Tatum’suz Formüller
Boston Celtics yaz döneminde şampiyonluk çekirdeğini dağıtma kararı alarak cesur ama riskli bir yola girdi. Yeni sezonda şu ana kadarki 4 galibiyet – 5 mağlubiyet tablosu, takımın hala kendine uygun oyun kimliğini aradığını gösteriyor. Philadelphia ve Cleveland gibi güçlü rakiplere karşı alınan galibiyetler, bu takımın hala yüksek tavanlı olduğunu kanıtlıyor; ancak Utah Jazz maçındaki beklenmedik iç saha yenilgisi ve bazı oyun içi kopukluklar hâlâ ciddi uyum problemleri olduğunu işaret ediyor.
Jayson Tatum’ın ciddi sakatlığı, Boston’ın hücum rol dağılımını baştan şekillendirdi. Bu süreçte Jaylen Brown, Wizards’a karşı 35 sayı – 5 ribaund – 5 asist ile sahneye çıkarak takım liderliğini net biçimde üstlendi. Ancak bireysel parlama, takımın uzun vadeli ritim problemi çözmüyor. Josh Minott’un 21 sayılık çıkışı değerli olsa da sürekliliği sorgulanmalı.
Derrick White ve Payton Pritchard’ın dış atış performansları ise şu anda Boston’ın en can alıcı problemi. White’ın %27.1 ile, Pritchard’ın ise %22.4 ile üçlük atması, spacing ve set bitiriciliğini ciddi ölçüde baltalıyor. Celtics’in yalnızca 23.1 asist ortalaması ile ligde son sırada yer alması, takımın akıcılıktan çok bireysel çözüm aradığının en net göstergesi. Bunun yanında savunma ribaundu yüzdesinde %64.4 ile lig sonuncusu olmaları, ikinci şans savunmasında alarm zillerinin çaldığını gösteriyor.
Olumlu noktaya gelirsek: Celtics en az top kaybeden takım konumunda (10.8 top kaybı). Bu, hücum disiplininin tamamen kaybolmadığını, sadece üretkenliğin oturması gerektiğini gösteriyor.
🎯 Genel Değerlendirme
Bu maç, farklı problemler yaşayan ancak hedefleri bambaşka olan iki takımın karşılaşması olacak:
- Orlando, yetenekli genç çekirdek üzerine kurulu, ancak hücumda kimlik arayışı devam eden bir takım. Top kayıpları, düşük dış şut yüzdesi ve lider rollerindeki dalgalanmalar en büyük sorun.
- Boston ise tecrübeli, yüksek bireysel kaliteye sahip, fakat Tatum’suz dönemde kolektif düzen ve rol tanımları oturmamış bir yapı sergiliyor.
Karşılaşmanın ana hikâyesi şu noktalarda kilitlenecek:
- Orlando’nun set hücumu ne kadar akıcı olacak?
- Boston dış şut ritmini ne kadar toparlayabilecek?
- Banchero vs Brown liderlik yükü hangi tarafta daha etkili işlenecek?
Sonuçtan bağımsız, bu maç gelişim, uyum ve kimlik arayışı ekseninde okunması gereken bir mücadele olacak.


