Önİzleme: Anadolu Efes – FC Barcelona (20.11.25)

Euroleague 12. hafta mücadelesinde temsilcimiz Anadolu Efes 20 Kasım Perşembe günü saat 20:30’da FC Barcelona ile karşılaşacak.

Turkcell BGM’de oynanacak karşılaşma öncesinde gelin takımların son durumlarına birlikte göz atalım, keyifli okumalar.

🏠 Anadolu Efes – Larkin’siz Yeni Dönem ve Kırılgan Yapı

Temsilcimiz Anadolu Efes cephesinde tablo hala fazlasıyla dalgalı ve kırılgan görünüyor. Bayern karşısında alınan galibiyet, skor tabelasında değerli ancak ulaşılan sonucun içeriği çok daha fazla soru işareti barındırıyor. Çift haneli farkla önde olunan bir son çeyreğin tamamen kontrolsüz biçimde erimesi ve rakibe maç topu verme noktasına gelinmesi, Efes’in ritim ve oyun kimliği açısından problemlerinin hâlâ çözülemediğini gösteriyor. Takım şu anda 4–7 ile sezon başı beklentilerinin oldukça uzağında. Fakat bu tabloyu daha da zorlaştıran asıl gelişme, Shane Larkin’in yaşadığı sakatlık. Kulübün modern dönemindeki en büyük yıldızlarından biri olan Larkin’in yaklaşık iki ay parkelerden uzak kalacak olması, Efes’in hücum organizasyonlarını tamamen yeniden şekillendirmesini gerektiriyor. Özellikle Dozier ve Beaubois’nın da sakatlar listesinde olduğu düşünüldüğünde…

Bayern maçında özellikle ikinci yarıda tüm oyun kurma yükünü üstlenmeye çalışan Nick Weiler-Babb, elinden geleni yapsa da, bunu sürdürülebilir bir role dönüştürmesi kolay görünmüyor. Weiler-Babb hem fiziki profili hem de oyun tipi gereği bir ana oyun kurucu değil; bu nedenle topun yönlendirilmesi, tempoda süreklilik sağlanması ve dış tehdit yaratımı gibi birçok kritik alan risk altında. Bu nedenle yükün önemli bir kısmı artık Isaia Cordinier üzerine kaymış durumda. Bayern maçındaki 26 sayılık performansı, kariyerinin en iyi işlerindendi ve bu seviyeyi korursa Efes’in hayatta kalma şansı artar. Ancak EuroLeague gerçekliği, tek bir patlayıcı maçın yeterli olmadığı; seri hâlinde istikrar gerektiğini hızla hatırlatır.

Buna ek olarak, önemli katkı vermesi beklenen Jordan Loyd hala ritmini bulabilmiş değil. Yazın Polonya Milli Takımı formasıyla gösterdiği skorer profilin yanına yaklaşamadı ve Efes’in hücum tavanı Loyd’un verimliliğiyle doğru orantılı. Hücumdaki sıkıntılar kadar çarpıcı bir problem de uzun rotasyonunda yaşanıyor. Kai Jones’tan gelen katkı beklentilerin dramatik biçimde altında kaldığından, Kokoskov mecburen Rolands Smits – Ercan Osmani ikilisini aynı anda sahaya sürmek zorunda kalıyor. Bu yapı ise ne fiziksellik ne çember savunması ne de dikey tehdit açısından EuroLeague seviyesinde yeterli. Tüm bu parametreler göz önüne alındığında, Barcelona karşısında alınacak olası bir ağır yenilginin Igor Kokoskov’un koltuğunu ciddi biçimde riske atacağı da açıkça görülüyor.

✈️ Barcelona – Pascual Dönemi Başlıyor, Hedef Yeniden Zirve

Barcelona cephesinde gündemin merkezinde tek bir başlık var: Xavi Pascual’ın dönüşü. Kulübün modern tarihini şekillendiren, EuroLeague şampiyonluğuyla taçlanan bir dönemin mimarı olan Pascual, 15 yıl sonra yeniden Blaugrana’nın başına geçiyor. Bu kez elinde daha yaşlı, daha tecrübeli ama aynı zamanda daha kırılgan bir kadro var. Yine de Penarroya sonrası dönemde Bayern ve Virtus karşısında alınan galibiyetler, Paskual’ın göreve başladığı zeminin sanılandan çok daha sağlam olduğunu gösterdi. Bu süreçte takımın başında maça çıkan Oscar Orellana’nın oyunu çeşitlendiren ve özellikle hücumda temposu yüksek sekanslar ürettiren yaklaşımı da övgüyü hak ediyor. Pascual’ın ekibinde yer alacak olması kulübe süreklilik açısından büyük avantaj sağlayacak.

Pascual’ın çözmesi gereken ilk konu net: savunma. Barcelona şu ana kadar hücumda beklentileri karşılasa da savunmadaki iniş çıkışlar, elit takımlara karşı handikap yaratıyor. Özellikle pota altı savunması en büyük sorun. Willy Hernangomez, bireysel savunma zaafları nedeniyle EuroLeague’in en kötü çember savunucularından biri olarak dikkat çekiyor ve bu sorun her maçta Barcelona’nın elini zayıflatıyor. Jan Vesely ise hücumda akıllı bir tamamlayıcı olsa da tempolu takımlara karşı eski lateral hızında değil. Pascual, özellikle bu iki uzun üzerinden savunmada yapısal bir revizyon planlamak zorunda.

Hücum tarafında ise Barcelona’nın geniş bir skorer havuzu var. Kevin Punter – Will Clyburn ikilisi, bire bir yaratım gücü ve dış tehdit açısından Avrupa’nın en yıkıcı çiftlerinden biri. Laprovittola ve Brizuela gibi isimler ise ritim buldukları an maçın dengesini tek başına değiştirebiliyor. Ligin en formda uzunlarından biri olan Tornike Shengelia, hem pas bağlantılarında hem de hücum çeşitliliğinde takımın gerçek motor gücü hâline geldi. Barcelona’nın 7 galibiyet – 4 mağlubiyetlik derecesi, Pascual’ın işini kolaylaştırıyor; zira yeni bir koç genelde kriz hâlindeki bir takım alır. Barcelona ise tamamen farklı bir noktadan başlıyor: iyiyken daha iyi olmaya çalışacaklar.

⚖️ Genel Değerlendirme – Efes’in Direnci mi, Barcelona’nın Yeni Kimliği mi?

Bu karşılaşma hem Anadolu Efes’in kırılgan yapısının ne kadar sürdürülebilir olduğunu, hem de Barcelona’nın Pascual yönetiminde ne kadar hızlı bir dönüşüm geçirebileceğini gösterecek. Efes, Larkin’in yokluğunda oyun kurucu üretkenliği, uzun rotasyonundaki yetersizlik ve hücumda istikrarsızlık sorunlarıyla boğuşuyor. Bireysel performanslarla ayakta kalmaya çalışıyorlar ancak EuroLeague bu tür konjonktürel patlamaları cezalandırma konusunda acımasız bir seviye.

Barcelona ise koç değişiminin yarattığı enerjiyle sahaya çıkacak. Pascual’ın savunmayı toparlama konusundaki yetkinliği düşünüldüğünde, kısa sürede bile belirgin bir reaksiyon görebiliriz. Barcelona’nın hücum gücü zaten yüksek; asıl mesele savunmayı ortalama seviyenin üzerine çekmek. Eğer bunu başarabilirlerse, şahsi yaratıcılığa dayalı Efes hücumlarının çözülmesi zor olmayacaktır.

Sonuç olarak, iki takımın sezon hikayelerini belirleyecek dönemeçlerden birine tanıklık edeceğiz. Temsilcimiz için kritik olan şey, dayanıklılık gösterebilmek; Barcelona için ise yeni koçun getirdiği vizyonu hızla sahaya yansıtabilmek. Bu dinamikler karşılaşmayı hem heyecanlı hem de taktik açıdan zengin bir mücadele hâline getiriyor.