Önİzleme: Olimpia Milano – Hapoel Tel Aviv (20.11.25)
20 Kasım 2025Euroleague 12. hafta mücadelesinde Olimpia Milano 20 Kasım Perşembe günü saat 22:30’da Hapoel Tel Aviv ile karşılaşacak.
Unipol Forum’da oynanacak karşılaşma öncesinde gelin takımların son durumlarına birlikte göz atalım, keyifli okumalar.
🏠 Milano – Eksiklere Rağmen Ayakta Kalan ve Yükselişe Geçen Bir Takım
Milano cephesinde tabloya geniş açıdan bakıldığında, belki de sezonun en büyük başarılarından biri bu kadar çok sakatlığa rağmen takımın yarışmacı kimliğini koruyabilmesidir. Josh Nebo ve Zach LeDay (bu maçta dönebilir) gibi iki temel uzununu neredeyse hiç kullanamamak, rotasyon planlarını kökten değiştirdi. Buna karşın Ettore Messina’nın yokluğunda kenardan gelen asistan koç Peppe Poeta’nın dokunuşları ve oyuncuların fedakârlığı, Milano’yu ayakta tutuyor. EuroLeague’de üst üste üç galibiyet alınması—üstelik Asvel, Efes ve Olympiacos gibi birbirinden zorlu rakiplere karşı—takımın karakterini gösteren önemli bir detay. Savunmadaki disiplin, Milano’nun kimlik cümlesi haline gelmiş durumda: ligin en iyi altı savunmasından biri olmaları, hücumda üretimin sınırlı kaldığı anlarda bile onları yarışın içinde tutuyor.
Serie A’daki Trapani yenilgisi bir uyarı niteliğindeydi; dört maçlık kazanma serisinin ardından gelen bu mağlubiyet, yorgunluk ve dar rotasyonun Milano için hala ciddi bir problem olduğunu gösteriyor. Buna rağmen Quinn Ellis’in enerjisi, Armoni Brooks’un elit seviyedeki dış şut performansı (yüzde 43+ isabet), Bryant Dunston’ın yaşına rağmen ortaya koyduğu fiziksel mücadele ve Shavon Shields’ın rol çeşitliliği; Milano’nun özellikle EuroLeague’de nefes almasını sağlıyor. Hücum tarafında orta sıralarda yer almalarının temel nedeni, topun yavaş dolaşması ve yarı saha düzenlerinin ağır işlemesi. Buna karşın savunmada rakipleri düşük tempoya zorlayarak, fiziksel temasla yıpratarak ve ribaundlarda maksimum çaba göstererek eksiklerini kapatıyorlar.
Şu aşamada Milano’nun asıl hedefi, sakatlar döndüğünde topu paylaşım alışkanlığını ve savunma kimliğini kaybetmeden rotasyonu genişletmek. Nebo ve LeDay’in devreye girmesi, hücum verimliliğini yukarı taşıyabilir, ancak Milano’nun bugün bulunduğu konumun temel sebebi savunma standardı. Bu nedenle Hapoel gibi ligin en üretken hücumuna karşı oynayacakları bu maç, Milano’nun sezon içi kimlik testlerinden biri niteliğinde olacak.
✈️ Hapoel Tel Aviv – EuroLeague’in En Patlayıcı Hücumu, En Büyük Sürprizlerinden Biri
Hapoel Tel Aviv cephesi ise bir başka hikâye yazıyor: EuroLeague’e yeni gelen bir takımın, 11 maç sonunda 8 galibiyet ile zirve yarışına dahil olması gerçek bir başarı öyküsü. Üstelik bunu, maçlarını İsrail’de değil, Bulgaristan’da oynayarak, taraftar desteğinden mahrum bir şekilde yapıyor olmaları şaşkınlığı daha da artırıyor. Yaz döneminin en flaş transferi olan Vasilije Micic, yalnızca oyun kurucu katkısı vermiyor; aynı zamanda takıma bir “elit seviye özgüveni” de getiriyor. Micic’in izolasyon üzerinden üretebilmesi, oyunu yavaşlatıp momentumu kontrol etme kapasitesi ve kritik anlardaki karar kalitesi, bu takımın hücum frekansını belirliyor.
Hapoel’in hücumuna dair en kritik veri, EuroLeague lideri olmaları: 91 sayı ortalaması, yüzde 40’ın üzerindeki üçlük isabeti ve bire bir üzerinden yaratılan yüksek hacimli üretim. Elijah Bryant, sezonun ilk 11 maçında yalnızca bir oyuncu gibi değil, adeta bir sistem gibi oynadı. Hem skorer hem de fiziksel savunma tehdidi oluşturan Bryant, Micic ve Antonio Blakeney ile birleşerek ligin en bireysel yetenekli ve durdurulması en zor arka alanını oluşturuyor. Yardımlaşma yüzdesinin düşük olması, bu takımın çok fazla asist üzerinden değil, bireysel yaratım üzerinden skor bulduğunu kanıtlıyor.
Ancak Olympiacos ve Fenerbahçe maçları, Hapoel’in achilles tendonunu açıkça gösterdi: fiziksel savunma ve sert set savunması karşısında yaratıcı kısa rotasyon yavaşladığında takım tamamen kilitleniyor. Arka alanda alternatif ve istikrarlı bir tehdit üretilememesi, pota altı verimliliğinin düşük kalması ve ribaundlardaki dalgalanmalar, Hapoel’in galibiyet formülünü kırılgan hale getirebiliyor. Bu nedenle Milano gibi savunma odaklı bir rakibe karşı, hücum akıcılığının ne kadar korunabileceği maçın kaderini belirleyecek.
⚖️ Genel Değerlendirme – Savunmanın Demir Disiplini mi, EuroLeague’in En Ateşli Hücumu mu?
Bu maç, iki farklı basketbol kimliğinin çarpışması olacak. Milano sakatlıklarla boğuşsa da savunma sertliği, pozisyon disiplinine bağlı kalması ve yavaşlatan tempoyla rakipleri çözüp oyuna hükmetme konusunda ligin en istikrarlı takımlarından biri. Hapoel ise tempoyu artırdığı, bire bir üzerinden avantaj yakaladığı her pozisyonda ivme bulan, ritme girdiğinde rakibi basketbol olarak boğan bir takım. Milano’nun kadro eksikleri, Hapoel’in ise son iki maçta sert savunmaya takılması, bu eşleşmeyi taktiksel anlamda çok daha derin hale getiriyor.
Genel resme bakıldığında, Milano açısından en kritik konu Hapoel’in yaratıcı guardlarını yavaşlatmak olacak. Savunma setlerini bozmadan, ikili oyun savunmasında agresif ama faul riskini düşük taşıyan bir plan şart. Hapoel cephesinde ise Milano’nun düşük tempolu oyuna sıkışmamak ve savunma duvarına çarpmamak için erken hücum, hızlı karar ve spacing çok daha değerli hale gelecek.
Kısacası, karşılaşma hem sistemsel hem psikolojik hem de sezon içi hedefler açısından yüksek değerde bir test niteliği taşıyor. Milano için savunma kimliğinin sürdürülebilirliği, Hapoel için ise hücum verimliliğinin gerçek EuroLeague elitleri karşısında nasıl işlemeye devam edeceği bu maçta yanıt bulacak. Bu yüzden mücadele, sadece bir normal sezon karşılaşması değil, iki takımın da sezon içi kimliklerinin şekillendiği bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor.


