İDDİA: Kızıl Yıldız, Rivero ile İlgileniyor (Analiz)

Turkish Airlines Euroleague ekiplerinden Kızıl Yıldız, pota altını Kübalı uzunla güçlendirmek istiyor.

Adriyatik Ligi şampiyonu, Isael Hayom’un haberine göre son olarak Maccabi’de izlediğimiz Jasiel Rivero‘yu transfer etmek istiyor. Kübalı oyuncunun mevcut kontratı Temmuz’da sona eriyor ve henüz takımıyla yeni bir kontrat imzalamadı.

2.06 metre boyunda olan 1993 doğumlu Kübalı uzun, geçen sezon Winner Ligi’nde 26 maçta ortalama 19.3 dakika sahada kalırken 11.3 sayı, 5.6 ribaund ve Euroleague’de ise 40 maçta ortalama 16.1 dakika süre bulurken 7.6 sayı, 3.1 ribaund ile katkı vermişti.

OYUNCU ANALİZİ:

Rivero, güçlü fiziği, atletizmi ve patlayıcılığı ile ön plana çıkan bir uzun. Onu tanımlayan bu özelliklerin yanına enerji ve yüksek motoru da eklemek gerekli mutlaka. Evet biraz geç keşfedilmiş bir oyuncu ama zaten uzunların olgunlaşma dönemlerinin 27-30 arasında olduğunu biliyoruz ve Rivero da tam ideal yaşlarında Euroleague sahnesine çıkmış bir isim, şuanda da olgunluk dönemini yaşıyor. Gerek ikili oyunlarda potaya yaptığı güçlü devrilmeler, gerekse fiziksel avantajını kullanarak oynadığı sırtı dönük hücumlarla boyalı alanda etkili bir isim oldu Euroleague sahnesinde. Son dönemde yüzü dönük opsiyonlarını da geliştirdi, topu yere vurarak forvetten potaya atak edebiliyor. Atletizm ve patlayıcılık temel özellikleri olunca her iki pota altında da ribaundlar konusunda önemli bir silah diyebiliriz tabiki onun için. Özellikle hücum ribaundlarında bulduğu ya da arkadaşlarına kazandırdığı ikinci şans sayıları değerli artılarından biri. Bu sezon ikili oyun savunmasında daha iyi işler çıkardı, fazla kilolarından kurtulması ve daha konsantre oynamasıyla artık çabuk oyuncuların da karşısında kalabilyor ve blok tehditine de sahip olduğunu gösterdi.

Gelelim geliştirmesi gereken yönlerine. Euroleague sertliğinde zaman zaman zorlansa da çabuk adapte oldu diyebiliriz. Ancak işin savunma tarafında halen konsantrasyon sorunları yaşayabildiğini, alçak postta da adam değişmelerde de oyundan çabuk düşüp, sürekliliği sağlayamadığını gördük. Hücum tarafında ise orta mesafe şutlarını biraz daha geliştirmiş olsa da yay gerisinden mevcuttaki tehditi düşük yüzdeli, açıkçası bazen tehditi olması dezavantaj bile olabiliyor çünkü hiç tehditi olmasa bir kaç dribbling ile potaya yönelip daha etkili, daha garanti atışlara gidebilir. Özellikle Euroleague seviyesinde 4 numarada görev aldığı dakikalarda dış şut tehditinin istikrarsız ve genelde düşük yüzdeli olması başını ağrıttı. Ayrıca pasör özellikleri de üst seviyede değil, alçak postta etkili olsa da gelen ikili sıkıştırmalarda pas opsiyonunu ortadan kaldırıyor, bu da hem kendisinin hem de takımının verimini düşürebiliyor. Bunlarak ek olarak fiziksel teması çok alan, çizgiye bolca giden bir uzun olarak burada da çok başarısız olduğunu belirtelim, Winner Ligi’nde yüzde 66 ve Euroleague’de ise yüzde 65 ile oynadı geride bıraktığımız sezonda…