MAÇ ANALİZİ: Eksik Fenerbahçe, Zalgiris Engeline Takılmadı

Turkish Airlines Euroleague 30. hafta mücadelesinde temsilcimiz Fenerbahçe Beko, konuk ettiği Zalgiris Kaunas karşısında eksikleri olmasına rağmen hata yapmadı ve 87-79’luk skorla hanesine bir galibiyet daha yazdırdı.

Bu sonuçla Fenerbahçe Beko derecesini 18-12 yaptı ve 4. sıra için iddiasını sürdürdü. Zalgiris ise 15-15 derecesi ile play-off yarışında bir adım geriye düşmüş oldu.

MAÇIN TÜM İSTATİSTİKLERİ İÇİN TIKLAYINIZ.

Pierre ve Wilbekin’den yoksun olan temsilcimizde Nigel Hayes-Davis 19 sayı, 6 ribaund, 2 asist, 2 top çalma ile yıldızlaşırken, Tyler Dorsey 15 sayı, 3 asist, Marko Guduric 14 sayı, 3 ribaund, 3 asist, Tonye Jekiri 13 sayı, 5 ribaund, 2 asist ve Johnathan Motley 13 sayı, 4 ribaund, 2 asist ile galibiyeti getiren diğer isimlerdi.

Misafir takımda ise Rolands Smits 18 sayı, 2 ribaund, 3 asist ile öne çıkarken, Kevarrius Hayes 12 sayı, 9 ribaund, Isaiah Taylor 11 sayı, 9 asist ve Ignas Brazdeikis 10 sayı, 4 ribaund ile direnen diğer isimler oldular.

EDİTÖR YORUMU:

İki takımda maça hücumda tutuk başladı. Organize olmakta zorlandılar ve karşılıklı top kayıpları geldi. Tabi bu da skorun kısır kalmasına neden oldu. Temsilcimiz adın Guduric bulduğu üçlüklerle keyfimizi yerine getirmiş olsa da Zalgiris’in de kenardan gelen Birutis’in pota altındaki etkinliği ve eski Fenerbahçeli Ulanovas’ın yay gerisinden Guduric’e karşılık vermesiyle skorda denge bozulmadı. Litvanya ekibi adına kenardan gelen bir diğer isim Lekavicius çabukluğu ve deliciliği ile sürekli potaya giderek savunma dengemizi bozarken, biz de hücumda Dorsey ve Guduric ile üçer üçer saymaya başladık, bu sayede de ilk çeyreği 22-16 önde tamamladık. İkinci çeyrekte Dorsey ile skor üretimine devam etsek de savunmada Taylor ve Brazdeikis liderliğinde sürekli potaya giden Zalgiris kısalarını durduramadık, bu sayede maçın içinde kaldılar. Jekiri’yi pota altında etkili kullanırken, Biberovic’in de etkili şutları sayesinde farkı açmaya başladık ve iç-dış dengesini sağladığımız bu çeyrek sayesinde de soyunma odasına 46-35 önde girdik.

İkinci yarıya iki takım da pota altında Smits ve Motley’i aktif kullanarak başladı. Motley, Jekiri’nin bıraktığı yerden boyalı alanda etkili oldu. Bu sayede de yine iç dengesini kurunca Zalgiris’in kısalarımız karşısında baskı yapıp savunmada vidaları sıkmasını engellemiş olduk. Bu sayede farkı hep çift hanelere yakın sayılarda tutarak kontrolü kaybetmeyen temsilcimiz, Guduric liderliğinde kısaları da devreye sokarak son çeyreğe 65-55 önde girdik. Final çeyreğinde ise Dorsey, geçen sezonki Olympiakos günlerinden sekanslar sergilemeye başladı, ritmini artık bulduğunu gösterdi. Onun liderliğinde farkı 15 sayıya kadar da çıkardık fakat sonrasında Smits’i yeniden devreye sokan, Taylor’ın deliciliği ile de skor üreten Zalgiris farkı eritti. Biz çizgiden sayılar bulsak da Birutis’in çember altında kullanan artı Taylor’dan ekstra bir üçlük bulan Zalgiris farkı 6 sayıya düşürdü. Ama kalan sürede Calathes ve Guduric gibi tecrübeli kısalarla oyunu kontrol eden, hata yapmayan temsilcimiz 87-79’luk skorla önemli bir galibiyete imza attı.

Sarı lacivertliler bu galibiyetle halen ilk 4 yarışındaki şanslarını sürdürüyorlar. Ancak Monaco’nun da bu hafta Valencia’yı farklı geçmesiyle fark yeniden 2 galibiyete çıkmış oldu… Bu maça gelirsek Pierre ve Metecan’ın da olmadığı günde daralan 3 numara rotasyonunda Hayes-Davis beklendiği gibi sorumluluk aldı ve sahanın her yerinde, her pozisyonda işin içinde olarak müthiş bir karakter koydu ortaya. Biberovic de aldığını sınırlı dakikaları çok verimli kullandı, bulduğu kritik şutlarla hücuma nefes aldırdı. Wilbekin’in yokluğunda ise Dorsey üzerindeki “G-League” pasını attığını gösterdi hatta geçen sezon Olympiakos ile estiği günlerden ufak sekanslar da izletti bizlere. Bir diğer sevindirici haber de sakatlıktan sonra henüz form tutamamış olan Jekiri’nin ortaya koyduğu performanstı. Onun sahada kaldığı dakikalarda iki pota altında da verimli olması sayesinde Motley de dinlendi, bu sayede de maç sonunu yüksek enerjiyle oynadı. Sakatların dönmesi ve Bjelica’nın da biraz daha ritmini bulmasıyla play-off’a güç kazanmış bir Fenerbahçe olarak gireceğiz.