MAÇ ANALİZİ: Fenerbahçe, Milano’ya Kaybetti ve İlk 4 Şansını Zora Soktu!

MAÇ ANALİZİ: Fenerbahçe, Milano’ya Kaybetti ve İlk 4 Şansını Zora Soktu!

22 Mart 2023 Kapalı Yazar: baskethaber basket

Turkish Airlines Euroleague 24. hafta erteleme maçında temsilcimiz Fenerbahçe Beko konuk ettiği Olimpia Milano‘ya 75-82’lik skorla yenilmekten kurtulamadı.

Bu sonuçla Milano 13-16 ile 12. sıraya yükseldi ve kalan 5 maçta play-off iddiasını sürdürdü. Fenerbahçe Beko ise 17-12 ile 5. sırada yer aldı ve ilk 4 yarışında ciddi bir yara aldı.

MAÇIN TÜM İSTATİSTİKLERİ İÇİN TIKLAYINIZ.

İtalyan ekibinde Shabbaz Napier 26 sayı (5-8 üçlük), 2 ribaund ile yıldızlaşırken, Timothe Luwawu-Cabarrot 19 sayı ile galibiyeti getiren diğer isim oldu. Johannes Voigtmann da 8 sayı, 8 ribaund, 2 asist ile katkı verdi.

Temsilcimizde ise Johnathan Motley 22 sayı, 9 ribaund, Marko Guduric 19 sayı, 3 ribaund, 3 asist ve Carsen Edwards 16 sayı, 5 ribaund ile direnen başlıca isimler oldular.

EDİTÖR YORUMU:

Sarı lacivertliler maça istediği gibi bir giriş yapamadı ve özellikler savunmada yumuşak kaldı. Buna rağmen hücum ribaundları ve ikinci şans sayıları sayesinde skorda kalmayı başardık. Özellikle 3 sayı savunmasındaki zaaflarımıza ceza kesmeye başlayan Milano, önde kalmayı sürdürdü. Motley’i çember altında verimli kullanan temsilcimiz skordan kopmadı ve savunmada sınıfta kalmasına rağmen ilk çeyreği sadece 5 sayı farklar, 18-23 geride kapattı. İkinci çeyrekte Milano yay gerisinden yüzdeli açmayı sürdürünce fark da adım adım açılmaya başladı. Koç Itoudis mola ile oyuna müdahele ederken savunma kaynaklı sayılar bulmak isteyen temsilcimiz geçiş hücumlarını üçlüklerle sonlandırmaya çalıştı fakat istediği isabetleri çıkaramadı. Fark 5-7 bandında, Milano üstünlüğü ile devam etti. Guduric hücumdaki çaresizliğe ilaç olurken Booker da son saniye tipiyle soyunma odasına maça ortak olmuş bir şekilde, 35-37 geride gitmemizi sağladı.

İkinci yarıya da yine savunmada istediğimiz seviyede başlayamadık ve Milano’nun yüzdeli üçlüklerine çözüm bulamadık, fark da çift hanelere çıktı. Karar çeyreğine İtalyan ekibinin 52-61’lik üstünlüğü ile girdik. Yay gerisinden rakibin aksine kötü bir gece geçiren temsilcimiz farkı da bir türlü kapatamadı. Çeyreğin ikinci kısmında savunmada vidaları nihayet sıktık ve buradan aldığımız enerjiyle gelen sayılarla farkı tekrar tek hanelere düşürdük. Ancak koç Messina’nın mola ile müdahelet etmesi sonrasında sahneye çıkan ve üst üste sayılar bulan Napier karşısında çaresiz kaldık, fark yeniden çift hanekere, 10 sayı bandına çıktı! Edwards’ın bireysel yetenekleri ile bulduğu sayılar sayesinde maça tutunduk ve bitime 50 saniye kala farkı 4 sayıya kadar da indirdik. Ama bitime 29 saniye kala eski dost Baron’ın zor pozisyonda bulduğu basket-faul canımızı çok yaktı ve farkı 7 sayıya çıkaran Milano maçı da bu skorla, 75-82 önde tamamlamayı başardı.

Sarı lacivertliler normal sezonun son virajına büyük bir avantajla girmişlerdi ama son 2 maçta iki dişlerine göre rakip olan Valencia ve Milano’ya üst üste kaybetmeleri hesapları bozdu. Kalan 5 maçtan 3 tanesinin de deplasmanda olması bir diğer dezavantaj… Bu maç özelinde ise sezonun bu kritik döneminde savunmadan uzak bir takım görüntüsü verdiler. Bir çok maçta olduğu gibi gediklerden birini yamayıp diğerlerinden hep canları yandı. Bu maçta ribaundları çözdüler fakat bu sefer de üç sayı savunmasından gol yediler. Özetle her takımın yüzde ikiyüzlük bir enerji ve konsantrasyon ile sahada olmaya çalıştığı sezonun bu önemli bölümünde kendi sahasında olmasına rağmen savunmada yaşanan bu düşüş maalesef play-off macerası öncesinde çok kötü sinyaller verdi…