Maç Önİzlemesi: Paris Basketball – Valencia (13.11.25)

Maç Önİzlemesi: Paris Basketball – Valencia (13.11.25)

13 Kasım 2025 Kapalı Yazar: baskethaber basket

Euroleague 11. hafta mücadelesinde Paris Basketball Perşembe günü saat 22:45’de Valencia ile karşılaşacak.

Adidas Arena’da oynanacak ve yine S Sport ekranlarında yayınlanacak karşılaşma öncesinde gelin takımların son durumlarına birlikte bakalım, keyifli okumalar.

🏠 Paris’in Son Durumu: Kriz İçinde Yüksek Tempo Arayışı

Paris Basket için EuroLeague’de işler son haftalarda tamamen kontrolden çıkmış durumda. Lige oldukça iyi başlayan ve Partizan deplasmanındaki etkileyici galibiyetle dikkat çeken ekip, sonrasında ritmini tamamen kaybetti. Dört maçtır üst üste kaybeden Francesco Tabellini’nin oyuncuları artık 4–6’ya gerilemiş durumda. Panathinaikos karşısında alınan 95–101’lik yenilgi de bu düşüşün bir parçasıydı; özellikle son çeyrekte tamamen dağılan Paris, savunma sertliğine cevap vermekte zorlandı ve hücumda çözüm üretemedi. Bu sezon en büyük sorun, sürekli yukarı çıkan tempoyla birlikte gelen düzensiz hücum, acele seçimler ve hatalı şut tercihleri. EuroLeague’in en hızlı takımı olmalarına rağmen aynı zamanda en çok top kaybı yapan ekip olmaları tesadüf değil.

Paris, hücumda büyük ölçüde ikinci şanslara yaslanıyor. Ligde birinci sırada oldukları hücum ribaundu (16.4) kategorisi onlara ekstra pozisyon kazandırıyor, ancak bitiriş kalitesi ve şut yüzdelerinin düşük olması bu avantajı çoğu zaman boşa harcıyor. Takımın hücum yükünü çeken iki isim ise oldukça net: Nadir Hifi ve Justin Robinson. Hifi, 22.1 sayı ortalamasıyla EuroLeague’in en patlayıcı skorerlerinden biri gibi görünse de dış şut verimliliğinin düşük oluşu ve savunmalar alanı kapattığında yaratmakta zorlanması takımın inişli çıkışlı performansına birebir etki ediyor. Robinson ise daha istikrarlı dış şut ritmine sahip, fakat o da zaman zaman oyunun temposunu kontrol etmekte sıkıntı yaşıyor.

Sebastian Herrera, dış şut katkısıyla önemli bir tamamlayıcı olsa da takımın geri kalanı ciddi anlamda istikrarsız. Yakuba Ouattara’nın rolü son dönemde artmış durumda, fakat hücum verimliliği hâlâ yüksek seviyede değil. Mouhamed Faye ise savunma sertliği ve ribaundlardaki enerjisiyle Paris’in kimliğinin önemli bir parçası olsa da hücumda potadan uzaklaştığında tamamen etkisizleşiyor. Tüm bu tablo Paris’i EuroLeague’in en çok tempo yapan ama en dağınık ekiplerinden biri hâline getiriyor.

🚀 Valencia’nın Son Durumu: Gençlik, Enerji ve Sistem Üzerinden Yükseliş

Valencia cephesinde ise durum tam tersi. Jaume Ponsarnau döneminin ardından yeniden yapılanan İspanyol temsilcisi, EuroLeague’de sezonun en pozitif sürprizlerinden biri hâline geldi. Geçen hafta Real Madrid’i 89–76 ile geçerek ivmesini sürdüren Valencia, son beş maçın dördünü kazanarak 6–4’e yükseldi. Bunu yaparken oynadıkları basketbolun heyecan verici bir yönü var: yüksek tempo, çok yönlü hücum, gençlik enerjisi ve derin rotasyon.

Valencia’nın en büyük silahı dış şutlar. EuroLeague’de en fazla üçlük kullanan takım olmalarına rağmen yüksek yüzdeyle atmaları rakiplerin neredeyse tüm savunma planlarını zorluyor. Aynı zamanda hücum ribaundlarında da ligin en iyi ikinci takımı olmaları, Paris gibi tempoyu seven rakiplere karşı kritik bir avantaj. Real Madrid maçındaki sadece 9 top kaybı ise bu yaş ortalaması görece düşük kadro için oldukça etkileyici.

Omari Moore, Valencia’nın bu sezonki en büyük keşiflerinden biri. Top hakimiyeti, dış tehdit oluşturması, step-back şutları ve birebirde yarattığı avantajlarla takımın hücum düzenine bambaşka bir boyut katmış durumda. Darius Thompson ise skor üretmese bile oyunu kontrol eden, ritimi belirleyen ve savunmada kritik görevler üstlenen bir lider. Jean Montero’nun sakatlıktan dönüş sonrası artan form grafiği ve Kameron Taylor’ın her alana yayılan katkısı da Valencia’nın çok yönlülüğünü pekiştiriyor.

Valencia’nın dikkat çeken bir tarafı da savunmadan hücuma geçişlerdeki hızlı karar alma becerisi. Genç oyuncu ağırlıklı kadro, özellikle tam saha baskısıyla rakipleri hataya zorlayıp kolay sayılar bulabiliyor. Bu özellik Paris gibi kontrol etmekte zorlanan bir takıma karşı büyük avantaj sağlayabilir.

🔍 Genel Değerlendirme: Tempo Savaşı, Ribaund Mücadelesi ve Şut Kalitesi

Bu karşılaşma iki hızlı takımı bir araya getirse de oyun karakterleri tamamen farklı. Paris yüksek tempoda oynamaya çalışan ancak bu tempoyu yönetemeyen, zor şutlara yönelen ve istikrarsız hücum eden bir takım. Buna karşın Valencia tempoyu bilinçli kullanan, az top kaybıyla oynayan ve doğru şutları sistem üzerinden yaratan bir ekip. Bu karşıtlık maçın temel temasını oluşturacak.

Paris’in kazanabilmesi için

  • tempoyu kontrol altına alması,
  • hücum ribaundlarından bulduğu ekstra topları daha verimli değerlendirmesi,
  • Hifi’nin karar verme kalitesini yükseltmesi
    gibi bir dizi kritik adımı atması gerekiyor. Ancak son haftaların form durumu bunun kolay olmayacağını gösteriyor.

Valencia ise güncel formuyla rakibine göre daha stabil ve güvenilir bir görüntü çiziyor. Tempolu oyunda da set hücumunda da üretim yapabilmeleri, özellikle de dış şut verimliliği, onları bu maçın daha olgun tarafı hâline getiriyor. Ayrıca ribaund konusunda iki takımın da güçlü olması, bu karşılaşmayı bir anlamda ikinci şans savaşına dönüştürebilir.

Sonuç olarak, Paris’in çok hızlı ama dağınık yapısı ile Valencia’nın yüksek yüzdeli, dengeli ve genç enerjili basketbolu arasında net bir zıtlık söz konusu. Bu da maçın ritmini, uzun süre kimin kontrol edeceğini ve kritik anlarda hangi takımın daha doğru kararları vereceğini belirleyecek temel kırılma noktası olacak.