
Maç Sonu Analizi: Fenerbahçe, Ataşehir’de Monaco’ya Kaybedip Fırsat Tepti!
3 Mayıs 2024Turkish Airlines Euroleague play-off serisi 4. maçında temsilcimiz Fenerbahçe Beko, Ataşehir’de konuk ettiği AS Monaco‘ya 62-65’lik skorla kaybederek fırsat tepti.
Bu sonuçla seri 2-2’de eşitlendi. Takımlar tamam mı devam mı maçı için 8 Mayıs’da Gaston Medecin’de son bir kez karşı karşıya gelecekler.
MAÇIN TÜM İSTATİSTİKLERİ İÇİN TIKLAYINIZ.
Misafir takımda Elie Okobo 13 sayı, 2 asist, Mike James 10 sayı, 2 ribaund, 3 asist ve Donatas Motiejunas 10 sayı, 2 ribaund ile galibiyeti getiren başlıca isimlerdi.
Temsilcimizde ise Marko Guduric 14 sayı, 2 ribaund, Scottie Wilbekin 11 sayı, 2 ribaund, 4 asist, Georgios Papagiannis 10 sayı, 11 ribaund ve Nigel Hayes-Davis 10 sayı, 4 ribaund ile direnen başlıca isimlerdi.
EDİTÖR YORUMU:
Takımlar maça sırtı dönük hücumlarla başladılar, gerek forvetlet gerek uzunlar üzerinden çembere yakın atışlar denendi. Ancak karşılıklı olarak istenen isabetler gelmeyince düşük skorlu bir başlangıç oldu. Temsilcimiz James kimi tutuyorsa onun üzerine atarak doğru bir strateji izledi. Dış şutlarda Hayes ve Wilbekin’in devreye girmesiyle skoru 12-4’e getirdik. Fakat Monaco, serideki ilk 3 maçta durdurduğumuz James’in sorumluluk alması ve çembere gitmeye başlamasıyla skor üretiminde kendine geldi. Kısır geçen ilk 10 dakikayı 15-11 önde tamamladık. İkinci çeyrekle beraber Wilbekin ile beraber Guduric de üst üste üçlükler bulunda farkı 8 sayıya çıkardık ve salonun havasını iyice ısıttık. Monaco molası sonrası James hem skor bulup hem de asistleri ile devreye girdi, biz isi hücumda ritmimizi kaybettik ve maça ortak olmalarına engel olamadık. Bu gölümde Okobo’yu da devreye sokmamaların izin verdik. Devrenin son saniyelerinde Papagiannis, Hall’a akıllıca bir basket-faul aldırdı ve Yunan kuleden gelen 2 artı 1 sayesinde soyunma odasuna biz 33-30 önde girdik. Sarı lacivertliler ilk 20 dakikada tam 25 ribaund alarak bu alanda Euroleague rekoruna da imza atmış oldular.
Üçüncü çeyreğin ilk kısmında iki ekip de yay gerisinden yüksek yüzdeyle oynadı. Ancak bu durum bizim işimize yaradı ve farkı 6 sayıya kadar çıkardık. İlk yarıda onlara vermediğimiz tam sahada koşma fırsatlarını verince James, Okobo, Loyd gibi isimler bu ikramı geri çevirmediler ve 0-7’lik bir seri bularak öne geçtiler, hatta farkı 4 sayıya kadar çıkardılar. 30 dakikanın ardından Monaco’nun 47-48’lik üstünlüğü vardı. Final çeyreğinin ilk kısmında Guduric akıllı penetreleri ile Monaco’nun adam değişme savunmasında uzunları sürekli cezalandırdı. Ardından Biberovic’den gelen kritik üçlükle yeniden öne geçtik (52-49). Ancak bu aşamadan sonra Okobo’nun skorer oyunu ve Diallo ile Ouattara gibi x-faktör isimlerin eşlik etmesiyle Monaco’nun öne geçmesine engel olamadık, bitime 3.5 dakika kala Fransız ekibi 52-56 öndeydi. Çizgiye giden Calathes ilk atışı soktu ve ikinciyi kaçırdı ama akıllıca kendi ribaundunu alıp bitirdi, 3 sayılık bir oyun geldi ve farkı 1 sayıya indirmiş olduk. Skor 57-58 iken iki takımın oyuncularının da elleri titremeye başladı, basit hatalar sonrası skor üretemediler. Bitime 57 saniye kala Monaco hücumunda James şut saatinin sonuna gelinmişken altın değerinde bir üçlük buldu, takımını 4 sayı farkla öne geçirdi. Ardından Wilbekin çizgiye gitti ve ikide iki yaptı. Tıpkı Real Madrid zaferinde olduğu gibi güzel bir tam saha baskıyla onlar topu çıkarırken az kalsın kapıyorduk ama beceremeyince top potamızda Hall smacıyla sayıya dönüştü, farkı 4 sayıya çıkardılar. Bitime 21 saniye kala Guduric tepeden çok önemli bir üçlük isabeti buldu, farkı bir sayıya indirmişti. Ardından mola geldi ve Monaco topu bizim sahamızda kenardan oyuna sokarken 5 saniye yaptı, maçı bize adeta altın tepsi ile sundular. Fakat son hücumda Wilbekin potaya gitmeyi gereksiz zorladı ve sonrasında penetreyi kesip zor bir floater kullandı, isabet çıkmadı. Aslında süre vardı ama faul yapamadık ve yarı sahayı hızlı geçen Monaco bir kez daha topu potamız altında Hall ile buluşturdu ve smaçla maçın skorunu 62-65 olarak tescil etmiş oldular.
Öncelikle şunu belirtelim, nasıl ki kazanılan iki maçta koç Saras’ın kısa beşlerini ve akıllı hamlelerini övdüysek bu mağlubiyetin de koça yazacağını belirtelim… Bazı “basketbol adamları” koç Obradovic’in “çaresizlikten” Ouattara tercihine döndüğünü düşünse de tarafsız bir bakış açısıyla bunun ne kadar doğru bir hamle olduğunu görebiliriz. Fransız guard Strazel’in aksine güçlü fiziği ve yüksek atletizmi ile Calathes’i maç boyunca çok yıprattı bozdu. Bu da bizim tüm hücum dengemizi alt üst etti. Koç Obradovic yine “çaresizlikten” 3. maçta tekrar oyuna sokmadığı Hall’u bu maçta tam olarak istediği gibi devreye soktu! Bunlar olurken koç Saras maalesef gerekli hamleleri yapmadı. Ne Dorsey’i verimli kullanabildik, ne Hayes ya da Pierre’i, maçın ilk dakikaları hariç, sırtı dönük oyunlarda kullanabildik ne de bu kez kısa beşlerle onları zorlayabildik. Çünkü koç Obradovic, yine “çaresizlikten” bu dersine de iyi çalışmış ve kısa beşlere karşı Blossomgame, Diallo, Jaiteh, Hall gibi atlet isimlerini akıllıca kullandı. Adam değişmelerde uzun tepede kalınca hızlıca bir rotasyon daha yaparak ters eşlemeleri kullanmamızı engellediler bu kez. Özetle bu kadar kötü bir basketbolla, sadece ribaund üstünlüğü ve savaşarak, kazanmamız zaten pek mümkün değildi, yine de şans bize gelmişti ama değerlendiremedik….
Son bir parantez de taraftara… Evet maç başında nefis bir görsel şölen, kareofrafi, harika bir destek… Maçın içinde de yüksek desibel, doğru pozisyonlarda hakemlere tepki vs herşey güzel. Ama maç sonunda saha kenarında oturan taraftarların, ki maç esnasında hakemler tarafından da uyarılmışlardı, sahanın içine girerek Monaco oyuncularının üstüne yürümeleri, ardından da tünele giden Monaco oyuncuların yabancı madde yağmuruna tutulması gerçekten kabul edilemez! Neyse ki koç Obradovic ve James aklı selim davranarak kendi staff ve oyuncularını oradan hızlıca uzaklaştırdılar, olaylar büyümedi…