Maç Sonu Analizi: Fenerbahçe, Eksik Milano Karşısında Uzatmada Ecel Terleri Döktü…

Maç Sonu Analizi: Fenerbahçe, Eksik Milano Karşısında Uzatmada Ecel Terleri Döktü…

6 Ekim 2023 Kapalı Yazar: baskethaber basket

Turkish Airlines Euroleague açılış haftası mücadelesinde temsilcimiz Fenerbahçe Beko, konuk ettiği önemli eksikleri bulunan Olimpia Milano karşısında ecel terleri dökse de uzatmada 85-82’lik skorla kazanmayı bildi.

MAÇIN TÜM İSTATİSTİKLERİ İÇİN TIKLAYINIZ.

Fenerbahçe Beko‘da Scottie Wilbekin 19 sayı, 4 asist ile öne çıkarken, Georgios Papagiannis 15 sayı, 4 ribaund, Marko Guduric 15 sayı, Tyler Dorsey 15 sayı, 3 ribaund, 3 asist ve Dyshawn Pierre 11 sayı, 6 ribaund, 2 asist iel galibiyeti getiren diğer isimlerdi.

Milano cephesinde ise Nikola Mirotic 27 sayı, 11 ribaund ile yıldızlaşırken, Johannes Voigtmann 21 sayı, 7 ribaund, 2 asist ve Shavon Shields 10 sayı, 5 ribaund, 4 asist ile direnen diğer isimlerdi.

EDİTÖR YORUMU:

Milano maça dış şutlarda yüksek yüzdeyle başladı ki farkı da daha ilk 6 dakikada çift hanelere çıkardılar. Kenardan gelen Guduric’in skora katkı yapmasıyla kendimize geldik. Ardından çembere gitmeyi hatırladık ve çeyrek bitiminde farkı erittik, ilk çeyrek Milano’nun 19-23 üstünlüğü ile geçildi. İkinci çeyrekte özellikle Wilbekin’in devreye girmesi ve Papagiannis’den gelen dış şut katkısıyla maça ortak olduk, farkın açılmasına izin vermedik. Milano savunması Wilbekin’e çözüm bulamayınca ilk kez öne geçtik. Savunmada vidaları iyice sıktık ve çembere kolay gitmelerini engelleyerek bu çeyrekte sadece 12 sayıya izin verdik ve bu sayede de soyunma odasına 38-35 önde gitmeyi başardık.

İkinci yarıya yüksek moralle ve enerjiyle başladık. Milano ise Voigtmann’ı 4 numarada kullanarak onun üzerinden ters eşleşmeler aradı. Dorsey’nin de Wilbekin’e üçlüklerde eşlik etmesiyle beraber farkı 8 sayıya çıkardık. Messina’nın molası da onları ayağa kaldıramadı ve farkı 10 sayıya çıkardık. Ancak çeyreğin son kısmında hücumda ritmimizi kaybettik, pas vermek yerine topu elimizde fazla tutmaya başladık ve yaptığımız basit hataları özellikle Mirotic’in hücumdaki etkinliği ile cezalandıran Milano farkı eritt, maça yeniden ortak oldu. Neyse ki geç olmadan cevap verdik; önce Pierre’den gelen ceza üçlüğü sonra da çaldığımız topu Guduric’in hızlı hücumu ile skora çevirmemiz sayesinde final çeyreğine 62-54 önde girdik. Son çeyreğe ise Milano sert bir savunmayla başladı. Topa baskıyı arttıran İtalyan ekibi 10-3’lük bir seri buldu ve maça tekrar ortak oldu… Hücumda bizi birebirlere zorladılar ve düzenden çıkmamızı sağladılar. Mirotic üretime devam ederken Wilbekin de bizim adımıza karşılığı veren isimdi. Bitime bir dakika kala 76-74 öndeyken kritik topu sıcak eller Wilbekin ya da Guduric yerine Hayes’e kullandırdık… Atış kaçtı ve Milano hemen pota altına inip Melli ile üreterek skoru eşitledi. Son hücumlarda önce Wilbekin sonra da Shields üçlüklerden yararlanamayınca maç uzatmaya gitti.

Uzatmada iki takım da skor bulmakta zorlandı. Titreyen ellerle beraber iyice sertleşen savunmalar kolay sayılara engel oldu. Temsilcimiz son dakikalara girilirken 3 sayılık farkı bulduk. Bitime 50 saniye kala Wilbekin yine sahneye çıktı ve kritik bir üçlükle farkı 5 sayıya çıkardı. Mirotic, basket-faul pozisyonundan 3 sayı çıkardı ve skoru 84-82 yaptı. Bitime 13 saniye kala çizgiye giden Guduric hata yaptı, ilk atışı kaçırıp ikinciyi attı. Milano’nun son hücumunda ise Mirotic üçlükten faydalanamadı ve galibiyeti temsilcimiz hanesine yazdırdı.

Elbette sezonun açılış maçları her zaman olur ve galibiyet herşeyi unutturur. Ancak sezonun daha çok ama uzun olduğunu düşündüğümüzde takımı eleştirmekten de geri durmamalıyız. Öncelikle uzun rotasyonu Papagiannis ve Sertaç’ın gelişiyle kesinlikle sınıf atlamış fakat Motley’nin bu kadar geri planda kalması, blok olarak sahada bulunamaması verimliliğini ciddi anlamda düşürmüş. Onun enerjisinden ve mobilitesinden çok ama çok daha fazla yararlanmalıyız, maçın belli anlarında koçun onu kenarda tutma ısrarı mantıksızdı. İkinci Pierre ve Hayes henüz sezona hazır değiller, büyük olasılıkla geçen sezon olduğu gibi geç form tutacaklar, ayrıca Sestina da sudan çıkmış balık gibi, Euroleague’e ve takımın sistemine alışması için zamana ihtiyacı var. Diğer yandan Calathes’in sahada doğru anlarda tutulduğunda hem savunmada hem de hücumda halen çok değerli bir parça olduğunu gördük, skor üretimi anlamında olmasa da saha görüşü, oyun zekası ve asistler konusunda fark yaratıyor. Madar henüz hedefi Final Four olan bir takımın direksiyonuna geçebilecek tecrübe ve olgunluğa sahip değil. Enerji, delicilik ve topa baskı konusunda belli bloklarda faydalı olsa da hücumda takımı yanlız bırakıyor. Geçen sezon beklendiği gibi bu sezon da Wilbekin, Dorsey, Guduric üçlüsünün direksiyonda olmaları, mümkünse her maç en az ikisinin sazı eline almaları gerekiyor ki bu sayede uzun rotasyonundaki çeşitlilikten de faydalanabilelim. Son olarak Milano’nun Hall, Lo, Baron gibi 3 önemli guardı yoktu yani bizi yedek guardlarıyla bu kadar zorladılar… Yani bu maçı kazandık diye sevinmek yerine, kaybetmişiz gibi dersler çıkarmalıyız…