Maç Sonu Analizi: Milano, Paris Karşısında Hata Yapmadı

EuroLeague’in sekizinci haftasında Olimpia Milano, son haftalardaki formsuz görüntüsüne son vererek sahasında Paris Basketball’ı 86-77 mağlup etti.

Arka arkaya alınan iki mağlubiyetin ardından “tepki maçı” arayışında olan Milano, bu kez baştan sona agresif, enerjik ve kolektif bir kimlik ortaya koydu. Koç Ettore Messina, sezonun en dengeli ilk yarı performanslarından birini izletirken, adeta Paris’in kendi silahlarını – tempoyu, açık saha hücumlarını ve alan savunmasına karşı hızlı karar almayı – kullanarak rakibini şaşırttı.

İlk yarıda 57 sayı bulan Milano, Paris’i sadece 27 sayıda tuttu. Bu rakam, Paris’in EuroLeague’de bir devrede attığı en düşük sayı olarak kayıtlara geçti. Messina’nın “savunma disiplini” felsefesiyle, Milano’nun fiziksel teması artırması ve tempoyu kontrol etmesi farkı 20’ye çıkardı.

⚡ İlk Yarı: Milano, Paris Gibi Oynayıp Paris’i Bozdu

Milano, maça müthiş bir enerjiyle başladı. Normalde hızlı hücumlarla rakiplerini bozan Paris, bu kez kendi silahıyla vuruldu. Nico Mannion, tempoyu yönlendirirken hücumda doğru kararlar aldı; Shavon Shields ve Devin Booker, savunmadan top çalarak açık alan sayılarıyla farkı büyüttü.

Milano’nun fark yarattığı nokta, savunmadaki agresifliği oldu:

• İlk yarıda 9 top çalma,
• Paris’i %31 saha içi isabetine zorladı,
• Boyalı alanda 28-10’luk skor üstünlüğü kurdu.

Bu istatistikler, Messina’nın maç planının tam olarak işlediğini gösterdi. Özellikle Paris’in ritim oyuncusu Nadir Hifi, ilk yarıda sadece 2 sayı bulabildi (1/10 saha isabeti). Milano, Hifi’ye sürekli değişmeli savunmalar getirerek onun topu yere vurmasını engelledi.

Devreye 57-27 önde giren Milano, hem hücumda hem savunmada sezonun en dominant 20 dakikasını oynadı. Mannion, devre sonunda EuroLeague TV’ye verdiği demeçte durumu çok net özetledi:

“Paris gibi tempolu oynayıp onları savunmada rahatsız ettik. Bu disiplini ikinci yarıya da taşımamız gerekiyor, çünkü onlar her an geri dönebilir.”

🔄 Üçüncü Çeyrek: Nadir Hifi’nin Uyanışı, Paris’in Direnişi 🌀

İkinci yarıya bambaşka bir karakterle çıkan Paris, kaybetmeye niyetli değildi. İlk yarının hayalet gibi geçen yıldızı Nadir Hifi, üçüncü çeyrekte sahneye çıktı. Art arda penetrelerle sayılar buldu, ardından ritim kazanınca dış atışlarla farkı azaltmaya başladı.

Üçüncü periyot sonunda Hifi’nin son saniye turnikesi ve ardından gelen üçlüğüyle fark 14’e indi (67-53).
Bu bölümde Hifi’nin oyunu kadar, Paris’in savunmadaki sertliği de arttı. Koç Francesco Tabellini, baskılı alan savunmasıyla Milano’nun hücum dengesini bozdu; fakat farkı tek hanelere indirmek için gereken ekstra katkı yine eksikti.

Paris’in en büyük sorunu, rol oyuncularının üretkenlikten uzak kalmasıydı. Justin Robinson, Sebastian Herrera ve Nadir Hifi dışında hiç kimse çift hanelere çıkamadı. Buna karşın Milano, Shavon Shields ve Guduric’in sakinliğiyle momentumun tamamen rakibe geçmesini önledi.

💪 Son Çeyrek: Tecrübe Konuştu, Milano Direncini Korumayı Bildi 🧱

Paris son çeyreğe 8-0’lık mini bir seriyle girince fark 67-59’a kadar indi. O anda Messina, oyunu donduran hamlesini yaptı: topu Shavon Shields – Devin Booker – Guduric üçlüsüne emanet etti. Bu üç isim, sabırlı hücumlarla farkı yeniden 17’ye taşıdı (78-61).

Milano’nun oyun disiplinine geri dönmesi, Paris’in tüm umutlarını söndürdü. Hifi’nin son dakikalardaki üçlüğü farkı tek hanelere indirse de, Milano’nun tecrübesi devreye girdi. Justin Robinson son saniyelerde serbest atışlardan isabet buldu ve maçı 86-77’lik skorla noktaladı.

Koç Ettore Messina, maç sonrası yaptığı açıklamada zaferin anahtarını şöyle özetledi:

“40 dakika boyunca savunmada çok iyiydik. Üçüncü çeyrekte biraz yorulduk ama doğru anlarda doğru oyuncuların eline topu verdik. Bu disiplini sürdürdüğümüz sürece gelişmeye devam edeceğiz.”

Shavon Shields da galibiyetin takım morali açısından önemine değindi:

“Neredeyse her maç bir top farkla kaybettik. Bu kez iş bizim lehimize gitti. Artık bu maçı bir dönüm noktası haline getirmemiz gerekiyor.”

🏀 Genel Değerlendirme: Milano Yeniden Kimliğini Hatırladı, Paris Alarm Verdi 🚨

Bu maç, Milano’nun yeniden “Messina takımı” gibi oynamaya başladığını gösterdi. Topu paylaşan, savunmada iletişimi güçlü ve hücumda sabırlı bir ekip vardı sahada. 57 sayılık ilk yarı sadece hücum verimliliğini değil, enerjinin geri dönüşünü de simgeliyordu. Bu galibiyet, Milano’nun 1-5’lik kötü seriyi sonlandırmasının yanı sıra, özgüvenini de tazeledi.

Öte yandan Paris Basketball için çifte maç haftası tam bir hayal kırıklığına dönüştü. Efes ve Milano karşısında alınan üst üste mağlubiyetler, hem mental hem fiziksel olarak takımın limitlerini zorladı.
Nadir Hifi’nin ikinci yarıdaki direnişi umut verse de, takım savunmasındaki uyumsuzluk ve top paylaşımındaki dengesizlik Tabellini’nin çözmesi gereken konular olarak öne çıktı.

Paris şimdi üç maçlık iç saha serisine başlayacak ve Bayern Münih karşısında reaksiyon arayacak.
Milano ise bu galibiyetle birlikte sezonun kritik virajına moralli girecek — sıradaki durak, Anadolu Efes deplasmanı.