Messina: “Bir Mağlubiyete Takılıp Kalmama Konusunda Daha Dirençli Olmalıyım.”

Blok po Blok programına katılan Olimpia Milano‘nun tecrübeli koçu Ettore Messina, Avrupa ve NBA arasındaki farklara değinirken samimi şekilde özeleştirilerde de bulundu.

Bir mağlubiyete takılıp kalmama konusunda daha dirençli olmalıyım. Unutup bir sonraki maça konsantre olmam gerekiyor. Açıkçası ben bu konuda çok iyi değilim.

Çok sayıda maç içerisinde iş yükünü yönetme konusu, oradan buraya taşıdığım bir deneyim. Muhtemelen yorgun oyuncularla çok fazla antrenman yaptım. Ne pahasına olursa olsun bundan kaçınmayı öğrendim. Yorgun oyuncularla çalıştığınız zaman sakatlık riski artıyor. Kilit nokta, oyuncuların dinlenmesi.

Bu oyuncuların etkisi gerçekten önemli. Koçlar, hücumda 2-3 oyuncularının en iyi şekilde nasıl kullandıkları ile değerlendiriliyor. İki süper yıldızınızın 30 sayı atmasıyla 15 sayı atması sonucunda kaybetmeniz arasında fark var. Avrupa farklı, daha ziyade ABD’deki kolej basketbolu gibi. Bizim de harika oyuncularımız var ama takımların performansı daha önemli.

Savunmada da aynısı geçerli. Rakibiniz kazanacaksa da süper yıldızlarını kullanamadan kazanmasını istiyorsunuz. Dolayısıyla siz kaybederken rakibinizin süper yıldızlarının 60 sayı atması ile siz kaybederken o yıldızların normalden daha düşük bir performans göstermesi aynı şey değil.

Eurohoops

Messina’ya göre maç süreleri de bu bağlamda önemli bir fark oluşturuyor:

İnsanlar NBA’de koçluk yapmanın ne kadar farklı olduğu konusunda hiçbir fikre sahip değiller. Oyuncu rotasyonu konusunda 48 dakikaya sahip olmanız ve bir oyuncunun kaç dakika sahada kalacağı konusu tamamen farklı. Avrupa’da da üçüncü çeyreğin ortasında 15 sayı farkla gerideyseniz maç büyük ihtimalle bitmeye yakındır. NBA’de ise üçüncü çeyreğin ortasında 20 sayı farkla gerideyseniz hâlâ 18 dakikanız var, neredeyse Avrupa’da bir devre yapıyor. Yani şansınız var demektir.

Eurohoops

İtalyan koç sözlerini şöyle noktaladı:

NBA’de, basın ve sosyal medya Avrupa’da olduğu gibi canınıza okumuyor. Uzun lafın kısası bu. NBA’de aynı baskı yok. Böyle bir agresiflikle uzaktan yakından alakaları yok. Maçlara daha mutlu bir ortamda çıkmalarının sebebi de bu.

Eurohoops