Analiz: Fenerbahçe, Son Çeyrek Operasyonuyla Alba’yı Farklı Geçti
9 Ocak 2025Turkish Airlines Euroleague 20. hafta mücadelesinde temsilcimiz Fenerbahçe Beko konuk ettiği Alba Berlin‘i ilk 3 çeyrek zorlansa da son çeyrek operasyonu sayesinde 90-73 gibi farklı bir skorla geçmeyi başardı.
Bu sonuçla Fenerbahçe Beko derecesini 12-7 yaparak 4. sırada yer alırken Alba ise 3-17 ile son sırada yer almayı sürdürdü.
Fenerbahçe Beko’da Sertaç Şanlı 18 sayı 3 ribaund, Nigel Hayes-Davis 14 sayı 6 ribaund 3 asist, Marko Guduric 14 sayı 1 ribaund, Bonzie Colson 10 sayı 2 ribaund, Nicolo Melli 9 sayı 4 ribaund, Tarık Biberovic 8 sayı 3 asist, Dyshawn Pierre 7 sayı 3 ribaund ile mücadele etti.
ALBA Berlin’de Gabriele Procida 14 sayı, Matt Thomas 13 sayı 2 ribaund, Malte Delow 10 sayı 2 ribaund, Yanni Wetzell 7 sayı 6 ribaund, Martin Hermansson 6 sayı 3 asist, Tim Schneider 6 sayı 4 ribaund ile maçı tamamladı.
İlk Çeyrek: Savunma ile Gelen Avantaj
Fenerbahçe, Alba Berlin karşısında maçın başında savunma disiplinini ön planda tutarak üstünlüğü ele geçirdi. Sertaç Şanlı’nın üst üste 7 sayısı, temsilcimizin hücumda etkinliğini net olarak gösterdi anlardan biriydi. Ancak, Fenerbahçe’nin dış şut performansı ilk periyotta ciddi anlamda yetersizdi; hiç faul çizgisine gitmememiz ve 2/10’luk üçlük isabeti bu durumu net bir şekilde özetledi. Buna rağmen, savunmada gösterilen direnç sayesinde Fenerbahçe ilk çeyreği 16-11 önde tamamladı. Alba Berlin’in tempoyu kontrol etmesine izin vermeyen Fenerbahçe, rakibin skorer oyuncularını sınırlamayı başardı. Ancak hücumdaki durağanlık, ilerleyen dakikalar için alarm niteliğindeydi.
İkinci Çeyrek: Üçlük Sorunları ve Dengeli Oyun
İkinci çeyrekte Fenerbahçe’nin hücumdaki sıkıntıları devam etti. Alba Berlin, özellikle hücum ribaundlarıyla ikinci şans sayıları bularak farkı eritmeye başladı. Üçlüklerde yaşanan düşük isabet oranı (ilk yarıda 15’te 3) Fenerbahçe’nin hücum akışkanlığını baltaladı. Buna rağmen, Bonzie Colson’un devre sonunda bulduğu üçlük, Fenerbahçe’yi soyunma odasına 37-34 önde götürdü. Bu çeyrekte dikkat çeken bir diğer nokta, Sertaç Şanlı’nın boyalı alan etkinliği oldu. Takımın en istikrarlı hücum opsiyonu olarak öne çıkan Sertaç, Alba Berlin’in savunmasını zorladı. Ancak, takım genelinde düşük şut yüzdesi ve temposuz oyun, Alba’nın maçta kalmasına zemin hazırladı.
Üçüncü Çeyrek: Farkı Açma Çabası
Üçüncü çeyrekte Fenerbahçe, Sertaç Şanlı’yı kullanarak rakibi üzerinde baskı kurmaya çalıştı. Çeyreğin ortasında farkı 7 sayıya kadar çıkarmayı başaran temsilcimiz, Alba’nın üçlük isabetleriyle direnç göstermesi üzerine çeyrek sonunda farkın 1 sayıya kadar (61-60) inmesine engel olamadı. Bu süreçte, Alba’nın temposunu kontrol etmekte zorlanan Fenerbahçe, savunmada daha fazla çaba sarf etse de hücumdaki durağanlığı nedeniyle maçı koparamadı. Takımın dış şut yüzdesindeki düşük performansı, oyun planını sınırlayan en büyük faktörlerden biri oldu.
Son Çeyrek: Beklenen Dominant Performans
Maçın son çeyreği, Fenerbahçe’nin tempoyu artırdığı ve Alba Berlin karşısında üstünlüğünü netleştirdiği bölüm oldu. Tarık Biberovic ve Sertaç Şanlı’nın katkılarıyla temsilcimiz, skoru 72-67’ye getirdi. Ardından Marko Guduric’in üçlüğüyle fark çift hanelere (80-69) çıktı. Bu noktadan itibaren Fenerbahçe, rakibin tekrar direnç göstermesine izin vermedi ve savunmadaki sertliğini hücumda daha akıcı bir oyunla birleştirerek maçı 90-73 gibi farklı bir skorla kazandı. Takımın son bölümdeki enerjisi ve konsantrasyonu, ilk 3 çeytek zorlu geçen maçı rahat bir galibiyete çevirdi.
Genel Değerlendirme
Fenerbahçe, Alba Berlin karşısında genel anlamda etkili bir savunma performansı sergilerken, hücumdaki iniş çıkışlarla maçı sıkıntılı hale getirdi. Sertaç Şanlı’nın boyalı alandaki katkısı ve kritik anlarda devreye giren Biberovic ve Guduric gibi isimlerin etkisi, galibiyetin kilit noktalarıydı. Ancak üçlük yüzdesindeki düşük isabet oranı ve zaman zaman yaşanan savunma zaafları, takımın çözmesi gereken önemli sorunlar olarak dikkat çekiyor. Koç Jasikevicius’un oyun planı, son çeyrekteki yüksek tempo ve hücum etkinliğiyle başarılı bir şekilde tamamlanırken, takımın daha istikrarlı bir oyun sergilemesi gerektiği bir kez daha görüldü.